Çocuklar Ne Söyler, Aileler Ne Anlar?

Çocuklar Ne Söyler, Aileler Ne Anlar?

Arkadaşlar çocuklarımızı daha doğru tanımamız için bize ipuçları sunan  Pervin Metin tarafından Nokta dergisi için hazırlanan yazıyı sizlerle paylaşıyorum

Yetenek avcılığına soyunmadan önce çocuklarınızı objektif şekilde gözlemleyin, onları can kulağıyla dinleyin ve yaşlarına uygun seçenekler sunun! Bu sayede hangi alanda yetenekli olduklarını ya da olabileceklerini, potansiyellerini, eğilimlerini hiçbir teste ihtiyaç duymadan anlayabilirsiniz….

Henüz 4 ya da 5 yaşındaki çocuğunuzun, yetişkin hayata geçtiğinde hangi mesleği seçip, hangi alanda daha mutlu ve başarılı olacağını bilmek için müneccim olmaya gerek yok!

Yetenek avcılığına soyunmadan önce çocuklarınızı objektif şekilde gözlemleyin, onları can kulağıyla dinleyin ve yaşlarına uygun seçenekler sunun!

Bu sayede hangi alanda yetenekli olduklarını ya da olabileceklerini, potansiyellerini, eğilimlerini hiçbir teste ihtiyaç duymadan anlayabilirsiniz.

Uzmanlar böyle diyor!

Tema ya da kurgu olarak ne tür oyunlar tercih ettiklerini izleyerek de sonuca ulaşabileceğinizi de ifade ediyorlar. Öyle ki, çocuğun yeteneğini keşfetmek için birkaç boya kalemi bile yeter! Psikiyatrist, pedagog ve psikologlar, çocukların yetenek ve ilgi alanlarını fark etmenin yollarını, onların verdiği ipuçlarını anlama yöntemlerini, ailelerin bu konuda sorduğu birçok soruyu NOKTA okurları için cevapladı.

OYUNLARINI TAKİP EDEREK YETENEĞİNİ KEŞFEDİN!

Çocuk ve Ergen Psikiyatristi Yard. Doç. Dr. Neslim G. Doksat’a göre yeteneği farketmenin en kestirme yolu, çocuğun oynadığı oyunları takip etmekten geçiyor. Yani işin can alıcı kısmı, “gözlemci ebeveyn” olabilmekte gizli: “Tema ya da kurgu olarak ne tür oyunlar tercih ettiklerini gözlemleyebilirsiniz. Bu da iyi bir gözlem yeteneği gerektirir. Öte yandan sportif ve müzik faaliyetlerine yönlendirip, drama, dil yetenekleri konusunda elinizden gelen tüm imkanları sunmalısınız. Çeşitli faaliyetlerle tanıştırdıktan sonra, bu alandaki yeteneklerine, ilgilerine bakılmalı. Tanıştırıp gözlemleyeceksiniz ama baskı yok! Yapmak istemediklerine, ‘neden istemiyor?’ diye bakmak önemli. Yeteneği mi yok, yeteneği var da ilgisi mi yok? Yeteneği olsa da ilgisi yoksa, zorlamadan, birkaç teşvik senaryosuyla üstüne gidibilir. Çocuk, bir iki tatlı emrivakinin peşinden gidip altını doldurabiliyor, sürükleyicilik yaratabiliyorsa ne güzel! O emrivakiye rağmen oralı olmuyorsa, o uğraşın peşi bırakılmalı.”

BİRKAÇ BOYA KALEMİ BİLE YETER!

Peki ya ailenin bütçesi, alternatifler sunup gözlem yapmak için uygun değilse? Yard. Doç. Dr. Doksat, en düşük bütçeli ailelerde bile bunun mümkün olduğunu düşünüyor: “En düşük maddi şartlarda bile spontan, doğal yöntemlerle gözlem yapılabilir. Çocuğun evinde hiçbir şey olmasa bile, boya kalemlerinden taklit oyunu oynadığını görüyoruz. Evdeki bardaklardan aile kuruyor! Bunları gözlemleyebilir anne baba. Bir de ne olursa olsun okula gidiyorlar. Sınıf öğretmeni, ana sınıfı öğretmenlerinin gözlemleri de çok önemli. Çünkü orada iyi kötü materyal buluyorlar. Onlardan da geri bildirim alabilirler.”

OYUN SIRASINDA SENARİST ÇOCUK OLSUN!

Yard. Doç. Dr. Doksat, “Oyun sırasında, senaryonun kurgusunu çocuğa bırakın” tavsiyesinde bulunuyor ve ekliyor: “Senarist çocuk olsun. Senaryoyu onlar yazarsa çok sürükleyici oluyor. Çünkü hayal dünyalarının sonu yok. O an birlikte tatile gidin, hatta uzaya gidin! Senaryoyu geliştirip kurguyu yine çocuğun yapmasına olanak verin. ‘Oyun parkına gittik, orada salıncağa, tahterevalliye bindik sonra eve gelip ödev yaptık’ gibi bir kurgu, çocuğun yaratıcılığını engeller. Farklı ortamlar sunup, çocuğu hayal dünyasında bırakmak en güzeli. Bazı ebeveynler, çocuk nasıl olsa anaokulunda, bakıcısıyla ya da aile büyükleriyle oynuyor diye yemeğini yiyip köşesine çekiliyor. Bunu da tavsiye etmiyoruz. Her gün anne babanın çocukla yarım saat kadar oynayabilmesi çok önemli.”

YETENEĞİ DESTEKLENEN ÇOCUK TATMİN OLUR

Çocuğun yeteneğinin, ilgisinin küçük yaşlarda ortaya çıkarılıp desteklenmesinin ileriki yaşlarda fayda sağlayacağını vurguluyor Yard. Doç. Dr. Doksat: “Kendisini bulup, kanıtlayabilmesini, kendisini gerçekleştirebilmesini, dolayısıyla kendisinden tatmin olmasını sağlar. Topluma da faydalı birey yetiştirmiş oluruz. Bir üretkenlik kazandırılmış olur. Bazı yetenekler körelip gidiyor, bazısı çok atıl kalıyor. Kişi, orta yaşta keşfediyor yeteneklerini. Bu yüzden hobi boyutunda gerçekleştirebiliyor. Yetenek ne zaman keşfedilirse önemli? Tabi çocuk yaşta keşfedilmesi en ideali.”

YETENEK KEŞFİ İÇİN İDEAL YAŞ 5!

Yard. Doç. Dr. Doksat, yeteneğin ortaya çıkarılmasında en ideal yaşın 5 olduğunu belirterek sözlerini şöyle sürdürüyor: “Yer, zaman, kişi oryantasyonunun gelişmesi 5 yaşından itibaren olur. ‘Bir olay nerede, kimlerle, ne zaman, ne şekilde yaşanıyor’ durumunu idrak edebilme yaşıdır bu. Ancak 3 yaşından itibaren hayali, taklit oyunları oynamaya başlayıp, çocuğu destekleyin diyoruz. Oyun ve oyuncakların yetenekler üzerinde önemli etkisi var. Ancak en pahalı, en sofistike materyallerin olması şart değil. Beş tane boya kaleminden aile kurgulayan çocuklar var. Çocukların hayal yetenekleri çok gelişmiş olduğu için önemli olan sürükleyicilik. Yetişkinin bunları biraz ittirmesi gerekiyor.”

DİĞER ÇOCUKLARLA KARŞILAŞTIRIN!

Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi Uzmanı Prof. Dr. Özgür Yorbik’e göre, çocuğun yetenek ve ilgi alanlarının fark edilmesi, ailenin ona ayırdığı vakit ve yaptırdığı etkinliklerle doğrudan ilgili. Her çocuğun yaşına uygun becerileri olduğuna değinen Prof. Dr. Yorbik, bunun önemini ise şöyle açıklıyor: “İki yaşındaki bir çocuk kendi başına yemek yer, üç – dört yaşındaki ise önünü ilikler. Bunlar ince motor becerileri hakkında bilgi verir. Dil becerilerine geldiğimizde, bir yaşındaki çocuk tek kelime, iki yaşındaki çocuk iki, üç yaşındaki çocuk üç kelimelik cümleler kurar. Çocuk hızlı şekilde role giriyor, hızlı şekilde konuşabiliyorsa bu alanda daha etkili olabileceğini söyleyebiliriz. Gelişim süreçleri hakkında bilgi sahibi olmak önemli çünkü hangi alan daha fazla gelişiyorsa, o alan tespit edilebilir. Anne babanın, normal gelişimle ilgili kitabî bilgi edinmesi gerekir. Diğer çocuklarla karşılaştırma yapacak. Elbette bunu çocuğuna söylemeyecek. Anne babanın farkındalığı için gerekli. Hangi alanda ileri olduğunu bu karşılaştırmalarla anlayabilirler.”

FIRSAT VERMEZSENİZ SAKLI OLAN DAHİYİ GÖREMEZSİNİZ!

Prof. Dr. Yorbik, çocuğu etkin şekilde gözlemleyip, çeşitli alanlarda fırsatlar sunmak gerektiğine de dikkat çekiyor: “Çocuklar ne kadar farklı uyaran alırsa, zekaları o kadar gelişir! Ayrıca yeteneklerini açığa çıkarma şansı elde etmiş olurlar. Eline hiç enstrüman vermediyseniz, yeteneği olup olmadığını bilemezsiniz. Çok dengeli ve esnek bir vücudu varsa, belki de çok iyi paten kayabilir. Maruziyet, o alanın hızlı gelişimini sağlar. Müziğe maruz bırakılmamış bir çocuğun bu alandaki becerisinin çok gelişmesini beklemeyiz. Fırsatlar verip, yönlendirmezseniz saklı olan dahiyi göremezsiniz. Şunu da vurgulamak gerekir ki, bütün çocuklar arasında farklılıklar vardır. Bu farklılıkları önceden fark edip, onu zorlanmayacağı alanda yetiştirmemiz, mesleğini sunmamız önemli. Etkili olduğu alanda daha iyisini yapmak varken, beceremediği alanda meslek edindirmeye çalışmak mutsuzluk, başarısızlık yaratır. Çocuğun yetenekleri, istekleri ve motivasyonu göz önünde tutulmalı. Tek başına yetenek önemli değil. Kaldı ki, çocuk yetenekli olduğu alanı istemeyebilir.”

OYUN ZEKÂYI VE YETENEKLERİ GELİŞTİRİR!

Prof. Dr. Yorbik de, oyunun gelişim sürecindeki öneminin altını çiziyor. “Oyun, yaşama hazırlar” diyerek faydalarını tek tek sayıyor: “Oyunlar çok önemli çünkü çocuğun empati becerisini, el ve dil becerilerini, zekasını, duygularını, sosyal tarafını, yeteneklerini geliştirir. Kişilik, karakter gelişimi dahil hepsini etkileyen bir yanı var. Almayı, vermeyi öğrenir. Oyun çocuğun işidir. Yapbozları kolayca yapıyor, hızlı bir şekilde boncukları diziyor, evler yapıp yıkabiliyorsa el becerileri alanında daha başarılı olacak diyebiliriz.”

GÖZLEYİN AMA OBJEKTİF OLUN!

Pedagog Özlem Tokgöz Özsoylar, objektif gözlemin önemine dikkat çekiyor. Aksi halde çocuğunuzun var olmayan yeteneğini varmış gibi algılayabilirsiniz. Bu hataya düşmemenin yollarını şöyle açıklıyor Özsoylar: “Eğer çocuğunuzun sanatçı olmasını istiyorsanız, görmek istediğinizi görürsünüz. Belki de o, iyi bir sporcu ya da matematikçi olacak. Birlikte olduğunuz her an onu gözlemlemek için bir fırsat. Şarkı söylerken, resim yaparken, oyun sırasındaki performansı, yaptıkları ve yapamadıkları neler? Aileler iyi birer dinleyici olmalı. Öğrendikleri yeni bilgileri paylaşma ve değerlendirme yapma isteği duyan çocuklarını etkili şekilde dinlemeli, çocuğun bitmek bilmeyen sorularına sabırlı ve yeterli bilgi içeren yanıtları vermeli. Eğer performansının yaşının üzerinde olduğundan şüpheleniliyorsa bir uzmandan değerlendirme alınabilir. Tabi bunun için çocuk gelişimini ve aşamalarını bilmek önem taşıyor. Aile çocuğunun yaş grubunun gelişimsel özelliklerini, yani bu yaştaki normal çocuklar neyi yapabilir neyi yapamaz gibi bilgileri çeşitli kaynaklardan öğrenebilir. Eğer ona vakit ayıran, gözlemleyen bir ebeveynseniz ve aynı yaştaki diğer çocuklarla kıyaslama olanağı bulunan bir durumdaysanız bu farklılıkları görmek çok zor olmayacaktır. Çünkü bir ya da daha fazla konuda yaşıtlarından oldukça farklı performans göstereceklerdir.”

YETENEĞİNİ ORTAYA ÇIKARAN AKTİVİTELERE YÖNLEDİRİN

Aklının bir köşesinde, “Çocuğum üstün zekalı olabilir mi?” sorusu olanları da şöyle aydınlatıyor Özsoylar: “Üstün zekalı çocuklar, genelde erken konuşur ve erken yürürler. Kelime hazneleri geniştir, yaşıtlarından daha farklı sorular sorabilirler. Dikkat süreleri uzundur ve öğrenmeye karşı istekli ve meraklıdırlar. Bazı spesifik konulara yoğun ilgileri vardır. Uzay, gökyüzü, mekanik aletler, belli hayvan türleri, tarih gibi. Zaman, ölüm gibi soyut kavramları daha çabuk kavrarlar. Görsel sanatlar konusunda üstün yeteneği olan çocukların çizdikleri resimlerde yaşıtlarına oranla daha fazla detay vardır, genel olarak yaşıtlarıyla kıyaslandığında daha karmaşık ve ilginç çizimler yaptıkları görülür. Estetik algıları daha erken gelişir, oyun hamuruyla üç boyutlu çalışmalar yapabilirler. Yeteneğe sahip olmak kadar bunun açığa çıkarılması ve değerlendirilmesi hem çocuk hem de toplum açısından önemli. Örneğin Mozart’ın yeteneğinin erken keşfedilmesi ve çocuk yaşta sanat eserleri üretmesinde kendisi gibi müzisyen olan babasının rolü büyüktür. Ebeveynlerin, yeteneği ortaya çıkarmasını sağlayacak aktivite ve etkinliklere yönlendirmesi gerekiyor.”

FARKEDİLMEMİŞ YETENEK ÇOKLU GELİŞİM TARAMASINDA ANLAŞILIYOR

Çocuk Aile Gelişim ve Eğitim Derneği (ÇAGEDER) Başkanı Uzman Psikolog Elif Erol, çocukların yeteneklerini anlamaya, açığa çıkarmaya yönelik ‘çoklu gelişim taraması’ yaptıklarını dile getirerek, testle ilgili şu bilgileri veriyor: “Aslında çocuğun ilgi alanını test etmek, aile için çok kolay. Sürekli resim yapmak istiyorsa, belli ki renklere, resme merakı vardır. Hep fiziksel aktivite içindeyse, koltuklardan atlayıp zıplıyorsa bedensel bir etkinliğe yatkınlığı vardır. Ancak aile, kendi arzularıyla çelişen yetenekler olduğunda bunu fark edemeyebilir. Piyanoya çalmasını isterken, gitar ilgisi varsa bunu atlayabilir. Çocuğun eğilimini ölçen, her yaş grubuna uygun ‘çoklu zeka’ testleri vardır. Fiziksel, sosyal, duygusal, bilişsel, dil, dikkat taraması yapılır bu testlerde. Aile, çocuğun yetenekleriyle ilgili bir şeyler yapmak, profesyonelce hareket etmek istiyorsa bu testlerden yararlanabilir. Bazen daha önce hiç gözlenmemiş ama var olan bir yetenek bu testler sonucunda anlaşılıyor.”

ÇOCUKLARIN DİLİ OYUNDUR İYİ OKUMAK LAZIM

Oyunun, çocuğun yetenekleri hakkında bilgi verdiğini üstüne basa basa vurguluyor Erol: “Yetişkinler nasıl sözcükleri kullanıyorsa, onların dili de oyundur. Sürekli oynadığı oyunlar, sürekli tercih ettiği oyuncaklar varsa önemli ipuçları verir. Oyunlarda tercih ettiği oyuncaklar, renkler, oyunların içerikleri, oyunun içinde kendisini konumlandırdığı rol, daha organize eden mi daha uyum sağlayan mı tüm bunlar bilgi verir. Ayrıca oyunlar, çocuğun ruhsal dünyasını açığa çıkarmasında çok yardımcı olur. Ebeveynler çocuklarını hemen her konuda zaten yönlendirirler. Oyun, onun özel alanıdır ve çok müdahale etmeyip arkasından gitmek gerekir. İç dünyasında neler oluyor görürüz.”

Yorum Ekle

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir