Yetenek

Yetenek

Arkadaşlar bugün sizlerle “Her çocuğun mutlaka,  kendine has bir yeteneği vardır.Bu yetenek , fark edilip uygun dönütlerle beslenerek  özelleştirilerek çocukta kalıcılığı sağlanmalıdır” diyen Meryem Güneş Berberoğlu’nun yazını paylaşıyorum.

Yetenek kavramını düşünürken, öncelikle basit bir mantık düzleminden yola çıkmalıyız.

Kurguladığımız mantık düzlemi, bir çocuğun dünyasını keşfetmeye çalışan , aslında basit,günlük,sıradan olay ve durumların bizim için ve ( öncelik)”çocuk için” ne anlama geldiğini çözmeye gayret eden bir bakış açısıdır.

Yeni doğmuş bir bebeği,bu mantık düzleminde gözlemlemeye başlayan bir anne baba için çocuktaki; bir diğerine benzemeyen basit sıradan günlük davranış biçimlerini anlamlandırma bilinci oluşacaktır.

Bebeğini erken evrede bu bakış açısı ile gözlemlemeye başlayan bir ailede doğmuş bir çocuğun, başlarda sıradan -basit -günlük tutum ve davranış biçimleri;ilerleyen süreç ve yaş evrelerinde yetenekleri veya yeteneğinin özelleştirilmesi olarak sıradan günlük olmaktan çıkacak ve “yetenek”kavramı ile anılmaya başlayacaktır.

Yetenek Ve Çocuğun Günlük Davranış -Tutum İlişkisi

Daha ilk bebeklik evresinde bir çocuk , kendinde var olan içsel dürtü ile baş gösteren yeteneğini nedenini anlamlandıramadan davranış ve tutum olarak yansıtmaya başlar.

Aslında kendi içinde farkındadır bu yeteneğin;ancak henüz bilinçsel ve bedensel olarak gelişim süreci devam ettiği için , bu durumun ne anlama geldiğinin tam bilincinde değildir.

Bulunduğu aile ve çevre şartlarına göre kendince bazı imgesel, hissi içsel düşünce-özbilinci vardır.Ama bunu ifade etmede ve anlamlandırmada yeterli fizyolojik gelişimi olgunlaşmadığı için , kendi içinde tutmayı tercih eder.

Çünkü henüz, çevre-dünya -yaşam anlamlandırması kafasında net olarak biçimlenmemiştir. Yani doğum sonrası var olduğu ortamı henüz tanıma ve şartlarını kavrama gibi yaşamsal olgunluğa bilinç noktasında erişememiştir.

“Bu içsel his veya dışavuran davranış biçiminden emin değildir.”

“Bulunduğu aile ortamının bu konuda bilinci ve hakimiyeti ona imdat gibi yetişir.”

Örneğin , ilk bebeklik evresi bile olsa; çocuğunu yemekte aynı masada uygun şartları sağlayıp , oturtmayı tercih eden bir anne babası varsa ,bu çocuk için ilk evreden başlayan doğru ortam sağlanmış olacaktır.

“Çünkü ;günlük sıradan aktivite ve olay-durumların, yetenek keşfetmede birincil önveri olabileceği gerçeği , çocuk için aile tarafından benimsenmiştir. ”

“Ailesiyle birlikte , en baştan ( doğum sonrası) her ortama katılan bir çocuğun aynı zamanda yetenek keşfinde 1.şart olan “etkin bir gözleme” de tabi tutulması da gereklidir.”

Yazının tamamı için TIKLAYIN.

 

Yorum Ekle

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir