Üstün Yetenekli Çocuk Ailelerine Danışmanlık-2

Üstün Yetenekli Çocuk Ailelerine Danışmanlık-2

Arkadaşlar sizlerle Üstün Yetenekli Çocuklar hakkında uzman olan Psikolog Linda Kreger Silverman tarafından yazılmış  üstün yeteneğin erken tanısının önemini vurgulayan ve özel yetenekli çocukların duygusal yönleri hakkında ipucu sunan,bir çok konuda yol gösterici olacağına inandığım  yazının 2. bölümünü paylaşmak istiyorum.

YARDIM SAĞLAMAK /ELDE ETMEK

Gelişimsel olarak (normalden farklı bir gelişim gösteren ) çocuklar, tanılama değerlendirmesine ihtiyaç duyarlar; gelişim geriliği olan çocukların hakları yasalarla güvence altına alınmıştır.Engelli çocukların erken teşhisi çocukların sağlıklı ve iyi bir eğitim açısından erken müdaheleyi mümkün kıldığı için gereklidir. Aynı durum üstün yetenekli çocuklar içinde geçerlidir. Üstünler ne kadar erken tanılanırsa gelişimleri o kadar istendik düzeyde olacaktır.(Hollingwordth,1942;Witty,1958).

Bireysel zeka testleri,gelişimsel asenkronizenin derecesini belirlemede mevcut en iyi araçtır.

Değerlendirme, bir çocuğun bağlantılı güçlü ve zayıf yönleri, öğrenme şekli ve eğitimsel ihtiyaçları hakkında değerli bilgiler sağlar; bu öğrenme güçlüğü olan üstün yetenekli çocukları belirlemenin tek yoludur. Değerlendirme için en ideal yaş, üstün yetenekli kız çocukları kendilerini gizlemeden önce, okul öncesi dönem ve gelişimin ilk yıllarıdır(Silverman,1986).

Ailelerin çoğu çocuklarının üstün yetenekli olarak tanılanmalarını okula bağlarlar. Bu, yönetmeliklerin gerektirdiği bireysel testlerin kullanıldığı 12 dereceli programlarda yetkili anaokulu programlarında başarıya ulaşır.Bununla beraber,çok sayıda okul özel yetenekli programları kullanmayı bırakmış durumdadır(Benbow,1992); üstün yeteneklilik genelde üstün yetenekliler için özel bir programa seçilmiş olmakla tanımlandığından bu programın olmadığı okullarda artık tanılama yapılmamaktadır.bazı okullarda bireysel zeka testleri sadece problemli çocuklar için kullanılabilir durumdadır. Yaygın olarak,üstün yetenekli programları grup başarı test puanları,dereceler ve öğretmen tavsiyelerinin kombinasyonlarını (Gillespie,1983) içeren genel tarama araçları temel alınarak seçilmiş çocukları kapsar ve 3.derecede başlar(Roedell,1989). Ölçüt başarı temellidir ve tanılanmış çocuk sayısı değişkenlerine bağlıdır.

Üstün yeteneklilik başarı ile eş değer tutulduğunda düzenli okul çalışmasında başarı gösteremeyen,öğrenme güçlüğü olan üstün yetenekli çocukları,aşırı olağanüstü olduğu için sıkılmış,değişik çevrelerden gelen kültürel farklılık yüzünden uyum sağlayamayan,değişik öğrenme stillerine ihtiyaç duyan yaratıcı çocuklar üstün yetenekli kız çocuklar ikinci doğan çocuklar yeteneklerini gizleyen, zihinsel yönden parlak olmayan akran grupları ile birlikte olan çocuklar fark edilmeyecektir. Grup I Q testlerinin seçim işleri için kullanıldığı durumlarda sonuçlar şüphelidir.çünkü grup ve bireysel I.Q testleri çok az korelasyon göstermektedir(Schecter,1992).

Gelişimsel yetersizlik gösteren çocukların tanılanmasında kullanılan yöntemler düşünüldüğünde,bu yaygın modeli yetersizliği açıktır.gelişimsel yetersizliği olan çocuğa sahip hiçbir aile çocuğunun grup ölçümleri,dereceler ve öğretmen tavsiyeleri kullanılarak etiketlenmesine asla izin vermez. Çocuklarının yeteneklerini belirlemek için okul dışında bir değerlendirme isteyen aileler bir başka engel ile karşılaşırlar:üstün yetenekli çocuklar hakkında yeterli deneyim sahibi psikolog veya kurum bulmak çoğunlukla zor olmaktadır.

İçe kapanık mükemmeliyetçi ve dokuz yaş üstü kız çocukları sadece tam doğrulukla cevaplayabileceklerinden kesin emin oldukları sorulara yanıt verirler. Birkaç dönem çalışmış profesyonel daha geniş bir resim çizebilirken (mesela”bildiğin düşün cevap ne olabilirdi”), deneyimsiz bir gözlemci “bilmiyorum”cevabını bir değer olarak alır, ayrıca test yorumlama ve özel tavsiyelerin değerlerinin doğruluğu test uygulayıcısının deneyimine göre dramatik olarak değişkenlik gösterir(Baum,1992;Meckstroth,1989b).

Ailelerin donanımlı ve deneyimli bir gözlemci bulabilmelerinin yolu diğer üstün çocuk ailelerinin tavsiyelerinden geçer. Üstün yeteneklilerin test puanlarını yorumlamak karmaşıktır, çünkü değişik ölçüm araçları ile elde edilen sonuçlar, üstün yeteneklilerde, diğer tüm gruplarda olduğundan çok daha fazla çeşitlilik gösterir. Bu farklılık %50-92 arasında değişen en yüksek farklılık olarak bulunmuştur.(Silverman&Kearney,1989,1992;Whitmore).Grup testlerinde yaşanan temel problem, yeni bireysel testlerin (ceiling effects) (Hanson, 1992) ve vurgunun performans hızına kaymış olmasıdır (Kaufman, 1992).Testlerin çoğu üst seviyedeki çocukların yeteneklerini tam olarak gösterebilmeleri için yeterli olmayan ortamlarda yapılmaktadır, bu nedenle eğer bir öğrencinin puanı grup veya bireysel zeka ölçümünde 3 alt-test tavan seviyeye yakın ise bu öğrenciye ek test olarak Stanford-Binet(form L-M) verilmesi önerilir(Silverman ve Kearney, 1989, 1992). Eski Binet testi, çocuklardan yetişkinlere dek olan bir grubu ölçmeye yönelik olduğu için, geniş bir terim aralığına sahiptir. Stanley (1990) bu testi “geniş derece dışı testler için uygun özgün bir değerlendirme” olarak görmektedir. (s.167) Eski Binet testinin aynı zamanda 6 yaşından küçük çocuklar veya cevap verme hızı ciddi anlamda problem olan çocuklar için kullanılması da mantıklı olabilir (Vernon, 1987).

Üstün çocukları yerleştirmenin bir diğer yolu da Julian Stanley (1990) tarafından hazırlanmış, lise son sınıf öğrencileri için hazırlanmış Okul Yetenek Testi (Scholastic Aptitude Test-SAT)’ni alan öğrencilerin yer aldığı yetenek araştırmalarından geçer. 7. seviyede verilen bir üst seviye testi olan SAT, üstün yetenekli çocukları tanımlamak için olağanüstü ve pahalı olmayan bir metottur. Bu testin dezavantajları, erkek çocuklara oranla kız çocukları belirlemede yetersiz kalması(Silverman, 1986); düşük sosyo-ekonomik düzeyden gelen öğrencilere karşı önyargılı olabilmesi(VanTassel-Baska,1986); ve 7. derecenin, üstün yeteneklileri tanımlamak için geç kalınmış bir seviye olmasıdır.Çocuk tanılandıktan sonra, ciddi anlamda danışmanın görevi başlar. Ailelere, güçlülük ve zayıflığın belirtilerini anlamakta, yeteneğin çeşitli oranlarda etkileşimi ile baş etmede, kaynakların uygun olarak kullanılmasında, seçenekleri gruplara ayırmada ve aile içindeki tüm bireylerin üstün yetenekli olmayı aynı biçimde algılaması konularında rehberliğe ihtiyaç duyarlar. Ross(1964), çocuk için üstün yetenekli tanısı koyan gözlemcinin koruyucu aile rehberliği hizmeti sağlaması sorumluluğunu üstlenmesi gerektiğini savunmuştur. Çocuklar her ne kadar testlere cevap vermeye istekli olsalar da, ailelerin ve kardeşlerin değerlendirme sonuçlarını uyum sağlaması aylar hatta yıllar alabilir(Colangelo&Brower, 1987).

KARAKTERİSTİK ÖZELLİKLERİ

Üstün yeteneklilerin bir takım ayırt edici özelliklere sahip olması, herkesten çok ailelere problem yaratmaktadır. Çocukların meraklı, tartışmacı olmaları ve otoriteyi sorgulamaları sıklıkla literatürde yer alan konulardır (Meckstroh,1991; Munger,1990; Schetky,1981; Whitmore,1979).

Aileler çocukların ısrarlı sorularını kızgınlık verici bulmaktadırlar(Strom, Johnson, Strom & Stom,1992). Bu yazarlar üstün çocuklarının bu sorularının, gelişen bağımsızlık duygusu ve anlama-öğrenme gereksinimlerine işaret eden doğal bir süreç olduğunu anlatmak için mücadele etmekteler. “Üstün yeteneklilerin sorgulayan yapısı aileleri sadece kızdırmaz; aynı zamanda aileler bu sorgulamayı ebeveyn otoritesine yönelik bir çaba olarak da yorumlayabilmekteler” (Sebring,1983; s.97).  Sebring, sözlerine eğer aileler üstün yetenekli çocukların bağımsız düşüncede olduklarını ve bir konu üzerinde tartıştıkları zaman amaçlarının konuyu incelemek olduğunu anlarlarsa çatışmalardan kaçınabileceğini söyleyerek devam etmektedir. Aileleri ilgilendiren bir başka karakteristik özellik, çocukların içe kapanıklığıdır. İçe kapanıklılık bizim toplumumuzda tam olarak anlaşılmış değildir ve ailelere ne olduğunun açıklanması gerekmektedir. Çocuklarının, eşlerinin veya kendilerinin suskun, içe dönük davranışlarının anormal olmaktan çok sağlıklı olduğunu öğrenmek, aileleri önemli ölçüde rahatlatmaktadır. Myers-Briggs tipi Gösterge(MBTI) testini bütün aileye uygulamakta, bireylerin aile içindeki çeşitli kişilik tiplerini ve nasıl etkileşim kuracaklarını anlamaları bakımından fayda vardır. MBTI , her ne kadar küçük çocuklara bazı kelimelerin açıklanması gerekse de, altı dereceli okuma seviyesi ile verilebilir. 2-5. seviyeler arasındaki çocuk Çocuklar için Murphy-Meisgeier Tip Gösterge(Meisgeier&Murphy,1987) testini alabilirler. Bu işlem sürecinde aile bireyleri birbirlerinin bireysel farklılıklarını daha kolay kabul etmeye başlamakta ve diğerlerini kendilerine benzetme çabalarından vazgeçmektedirler. Derinlik, mükemmelliyetçilik, ve aşırı hassaslık üstün çocuklarda en sık rastlanan duygusallığın üç boyutudur.

“Üstün yetenekli bireyler arasında büyük bir duygusal yoğunluk, büyük bir duygusal farkındalık ve dikkat yeteneği bulunmaktadır.” (Piechowski,1987; s.22). Yoğunluk, mükemmelliğin başarıya ulaşmasında önemli bir değişken olan tutku ve hırsın derecesini belirler(Feldeman,1979). Mükemmelliyetçilik, mükemmelliğin devamını sağlayan arkasındaki itici güçtür ve aşırı hassasiyet acıma duygusunun temelidir. Bu üç özellik akıl ve mantık süzgecinde yönetilen eşsiz bir kişilik yapısı oluşturmak için birleşir. Yetişkin hayatta bu özellik dünyayı değiştirecek kadar büyük bir güç yaratabilir, fakat çocuklukta bunlarla birlikte yaşamak çok zordur.

Üstün yetenekli çocuklarda, bu derinlik ve duygusal hassasiyetle baş etmede rehberlik, Piechowski(1991) tarafından sağlanmıştır:

Üstün yetenekli çocuklarda, duygusal tepkilerin yoğunluğu … zaman zaman, özellikle çocuklar çok etkilendiklerinde … anlaşılmaz olabilmektedir. Aşırı tepkiselliğin çocuğun duygusallığından ve gereksinimlerinden kaynaklandığını anlamak, hatırı sayılır derecede sabır ve bilgi gerektirir. Duyguları, rutin olaylardan ayrılması veya acıklı bir hikayenin anlatılış şekli nedeniyle sık sık dengesi bozulan hassas ve derin bir çocuk için desteklenmeye çok fazla gereksinim duyduğu için kaygı düzeyi çok fazla olabilir. En güçlü destek şüphesiz ki, anne babaların sevgisi, sabrı ve kabulüdür. Aynı anda pek çok farklı gelişimsel yaşta olan bir çocuk yetiştirmek karmaşıktır. Anne-babalar üstün yetenekli çocuklar için normal kabul edilen davranışlar veya normal gelişim gösteren akranları için normal kabul edilen davranışlarla, işlevsel olmayan davranışları birbirinden ayırma konusunda yardıma gereksinim duyarlar. Örneğin, beş yaşındaki bir çocuk annesi tarafından çocukça davranmakla suçlanmıştı. Annesi “Yaşına uygun davran!” diyerek azarladığında çocuk annesine, “Fakat, anne, sınıftaki diğer çocuklar gibi davranıyorum.” diyerek sertçe cevap vermişti. Bir çocuk yetişkin bir birey gibi konuştuğunda ve mantık yürüttüğünde, takvim yaşına uygun davranışların neler olduğu kolaylıkla unutulabilir. Zaman zaman kendilerine çocuklarının yaşını hatırlatması için, ailelere çocuklarının ayakkabılarını ellerine alıp bakmalarını söylerim. Whitmore(1991) çocuğun bir davranışı (örneğin; tartışmak) problem olarak algılamadığına dikkat çeker; bu daha çok ailelerin problemi olmaktadır. Bu durumda, ailenin çocuktan daha çok uzman danışmanlığına gereksinimi vardır. Stres azaltma teknikleri ve iletişim ve görüşme becerilerinden ailede yer alan herkes faydalanır.

Yorum Ekle

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir