Etkileşimli Kitap Okuma Tarifi / Çocuğa Değil Çocukla Kitap Okuma

Etkileşimli Kitap Okuma Tarifi / Çocuğa Değil Çocukla Kitap Okuma

Arkadaşlar Uzm.Psk. Işın Şanlı’nın yazısını sizlerle paylaşıyorum.

Kitap en iyi arkadaş

Neyi sorsam bana söyler

Ne anlatsa en sonunda

Çalış, iyi, doğru ol der

Fazıl Hüsnü
Dağlarca

 

Mısralar sizin de kulağınızda bir ilkokul çocuğunun müsamere sesiyle yankılandıysa eminim ki çoktan “metnin ana fikri” belirmiştir aklınızda. Ben de bu yazıda, ana fikirden fazla uzaklaşmayacağım ama ilkokul yıllarından biraz daha öncelere gideceğim. Çünkü biliyoruz ki çocukların resimle, yazıyla, bilgiyle, dille olan ilişkisi çok daha önce başlıyor. Öyleyse kitapla olan ilişkilerini de fazla geciktirmemek lazım. Zaten, yapılan çalışmalar da bize benzer şeyler söylüyor, okul öncesi dönemde kitaplarla daha az haşır neşir olan çocukların, okula hazırlık durumlarının daha düşük olduğunu ve akranlarının gerisinden başlayan çocukların genellikle ilerleyen yıllarda da geriden takip ettiklerini gösteriyor.

 

Okulöncesi dönemde çocuğun kitapla ilişkisini geliştirmek için gereken malzemeler aslında çok basitdir: Bir yetişkin, bir çocuk ve bir kitap. Önemli olan ise, bu üçlü arasında bir etkileşim, yani karşılıklı bir ilişki kurmak. Etkileşimli kitap okuma, ilk anda kulağa değişik bir yöntem gibi gelse de aslında çok temel bir öğrenme prensibine dayanır, o da “yaparak öğrenme”. Yani burada amaç, çocuğun hikayeyi pasif bir şekilde dinlemesini sağlamak değil, onu mümkün olduğunca hikayenin anlatıcısı yapmakdır. Tabi yaşından beklenen düzeyde bir anlatıcılıktan bahsediyoruz.

Okulöncesi dönemde 3-5 yaş arasındaki çocuklarla nasıl etkileşimli kitap okuyabileceğiniz şöyle özetlenebilir: Öncelikle, çocuğu kitap hakkında bir şeyler söylemeye teşvik ederek başlayabilirsiniz. Örneğin, “aa bak bu ördek ne yapıyor?” veya “şu köpek nasıl ses çıkarıyor acaba?” gibi basit sorular çocuğu resimler hakkında konuşmaya teşvik edecektir. Unutmayın ki burada amaç çocuğun bilgisini ölçmek değil, onu heveslendirmek. Bunun üzerine çocuğu takdir edin ve “evet, köpek hav hav diyor” gibi bir cümleyle verdiği cevabı değerlendirin.

 

Bir sonraki adım olarak “bak bu kedi de miyav diyor” gibi çocuğun verdiği cevabı açacak bir şeyler söyleyerek kurduğunuz etkileşimi sürdürebilirsiniz. Yine “peki ya eşek ne diyor?” gibi bağlantılı bir soruyla çocuğun katılımını teşvik etmeye devam edebilirsiniz.  Bunları özellikle yeni karşılaştıkları, resimlerini yeni yeni tanıdıkları kitaplarda daha sık yapabilirsiniz.

Çocuğun önceden okuduğu, biraz daha aşina olduğu kitaplarda da çocuğa bazı cümleleri tamamlaması için fırsat verebilirsiniz. Sonunu tamamlaması için çocuğa bıraktığınız “Can’ın en sevdiği meyve armut değildi ki, onun en sevdiği meyve….” gibi bir cümle çocuğun katılımını teşvik edecek, onu hikayenin anlatıcısı yapacaktır. Hikayenin daha önceden okunmuş bir cümlesini soru haline getirerek de çocuğun kitapla ve sizle olan etkileşimini arttırabilirsiniz. Hikayenin resimlerini gösterip “aa bu ağaca ne olmuş böyle?”, “Can bu resimde ne yapıyor acaba?” gibi sorular sormak hem yetişkinlerin alışık olduğu, hem de okul öncesi çocuklarla kullanıldığında çocukların katılımını sağlayan bir yöntemdir.

Son olarak da çocuğun hikayede geçen olay veya durumla kendi hayatı arasında bir ilişki kurmasını sağlamaya yönelik sorular sorabilirsiniz. Örneğin “Can parkta arkadaşı ile oyun oynuyor, sen de parka gidiyor musun?” gibi bir soruyla devam edebilirsiniz.

Bunları yaparken çocuğun ilgisini takip etmeyi ve onu zorlamayacak sorular seçmeyi ihmal etmeyin. Bu tür bir etkileşimli kitap okuma etkinliği çocukları sadece akademik olarak okula hazırlamakla kalmaz, sosyal ve duygusal gelişimini destekler. Ve tabi ki bu süreçden karlı çıkan sadece çocuklar değildir. En başta dediğimiz gibi etkileşim; çocuk, kitap ve yetişkin arasındadır, kendinizi unutmayın. İyi okumalar.

 

Yorum Ekle

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir