İnternet, Medya ve Ergenler

İnternet, Medya ve Ergenler

Arkadaşlar Psikoloji Gazetesi yazarlarlarından Cansu Şenel’in yazısını sizlerle paylaşıyorum.

Son zamanlarda medya ve internet kullanımı fazlasıyla artmakta; çocuk ve ergenler internet ve medyayı en çok kullananlar olarak göze çarpmaktadır. Ergenlerde ve çocuklarda medya ve internet kullanımı nitelik ve nicelik bakımından döneme özgü değişiklikler gösterir. Medya kullanımı bireyleri pozitif ve negatif yönden etkileyeceği gibi özellikle gelişim çağındaki çocuklar bu etkiyi daha yoğun hissetmektedir. Bilimsel araştırmalar kullanım tarzına ve biçimine göre internet ve medya kullanımının faydaya veya zarara dönüşebileceğini belirtmektedir. Bu makalede amaç çocuk ve ergenlerin internet ve medya kullanımları hakkında genel bilgiler vermek, internet ve medya kullanımlarının yaratabileceği olumlu ve olumsuz sonuçlarını incelemektir.

Medya, teknoloji ve internetin ergenlerin günlük yaşamları ve sosyal çevrelerine büyük ölçüde etki etmektedir. Medya, internet gibi iletişim araçları sadece bireyler üzerinde doğrudan etkide bulunmaz. Aynı zamanda kültürü, bilgi birikimini, bir toplumun norm ve değer yargılarını da etkiler. İzleyici ve kullanıcıların kendi davranış biçimlerini belirlerken kullanabilecekleri bir dizi imaj, düşünce ve değerlendirmeleri de sunarlar (Mcquail and Windahl, 1997 ).

Bir çocuğun bireyselleşmesi ve toplumsallaşmasında ebeveynlerin rolü çok büyüktür, onların ardından kardeşler, arkadaşlar, okul, öğretmenler sonrasında da televizyon, internet, radyo, sinema gibi iletişim ve medya araçları gelmektedir. Yazılı ve elektronik basının (kitap, dergi, sinema, tiyatro, radyo ve televizyon) oluşturduğu medya ise, insanları ulaştığı güçlü nokta itibariyle okul döneminden daha da fazla ve köklü bir şekilde, hayatları boyunca ve çoğu zaman da farkında olmadan yoğun olarak etkileyen önemli bir kitle iletişim aracıdır (Karaküçük ve Yenel, 1997).

İnternet, günümüzde kitle iletişim araçları içerisinde her yaştan ve her kesimden kullanıcıya ulaşmış olan en popüler iletişim aracıdır. İnternet yetişkinler için olduğu kadar çocuk ve ergenler için de kullanılan önemli bir haberleşme ve öğrenme ortamıdır. Medya ve internet üzerinden yapılan çalışmalar medya ve internetin ergenler üzerinde mutlak bir etkisi olduğu yönündedir. Araştırmacılar tarafından yapılan araştırmalar etkilerinin bir çoğunun olumsuz olduğunu savunmaktırlar ( Günindi, 2002). Araştırmacılar bu teknolojilerin önemli gelişimsel etkinliklerinin yerini alacağını savunmaktadırlar. Bu yaklaşıma göre, bilgisayar, televizyon, internet gibi medya ortamının çocukları ve ergenleri gerçek oyun kültüründen alıkoyarak kendileri için henüz çok erken olan bir dönemde kaldırabileceklerinin üzerinde miktarda uyarana maruz bırakabileceği söz konusudur. Bu teknolojilerle sağlanan sanal dünyanın gerçeği yansıtmaması, çocuğu gerçeklerden izole bir yaşama doğru çekmesi, farkındalığını ve yaratıcılığını azaltması gibi eleştiriler de dile getirilen görüşler arasındadır.

Türkiye İstatistik Kurumu’nun 2011 yılı Ağustos ayı verilerine göre Türkiye genelinde İnternete erişim olan evlerin oranı yüzde 42.9’a ulaşmıştır. Düzenli olarak tutulan bu istatistiklere göre internete erişim oranı ve ergenlerin bireysel olarak internet ve medya uyaranlarına maruz kalmaları her geçen yıl hızla artış göstermektedir. Bilgisayar ve İnternet kullanım oranının en yüksek olduğu yaş grubunun 16-24 yaş gurubu olduğu (% 65.8), internet kullanan bireylerin ise yüzde doksanının İnterneti düzenli olarak kullandıkları gözlemlenmektedir (TÜİK, 2011).

Ayrıca Amerika Birleşik Devletleri’nde yapılan bir araştırmada gençlerin % 89’unun bilgisayar kullandığı, % 61’inin ise internette gezinti yaptığı saptanmıştır. Aynı araştırmada gençlerin %14’ünün bilgisayarda yaptıkları şeyleri anne ve babalarına söylemek istemedikleri, gizledikleri belirlenmiştir (Comert ve Kayıran, 2010).

Araştırmaların bazıları gösteriyor ki, 13-19 yaş arası gençlerin ebeveynlerinden daha fazla bir şekilde internet ve medya kullandıklarını göstermiştir. Yetişkinler interneti ve diğer medyaları kendi faydalarına ve ya boş zamanlarını değerlendirmek için kullanırken ergenler de internet kullanımı oyun oynamak, müzik dinlemek ve yeni insanlarla tanışmak için olduğu saptanmıştır.

İngiltere’de 2005 yılında 9-19 yaş arası ergenlerde yapılan araştırmaya göre, medya ve internete evden erişim hızla artmaktadır. Bu araştırmaya göre ergenlerin %75’i medya ve internet organlarına evden erişebilmektedir. %19’u kendi yatak odalarında kişisel TV ve internet erişimli bilgisayara sahiptir. 12-19 yaş arası evde internet ve medya kullanıcısı ergenlerin %63’ü çevrimiçi ortamdaki faaliyetlerini ebeveynlerinden gizlemek için çeşitli yollara başvurmaktadırlar (Comert ve Kayıran,2010).

Hollman ve ark. tarafından yapılan araştırmaya göre ise, sıklıkla medya ve internet kullanan ergenlerin sosyal gelişimlerini önemli ölçüde etkilediği, öz güvenlerinin çok düşük, sosyal kaygı düzeylerinin çok yükseldiğini ve saldırganlık düzeylerinde artış bulunmuştur. Anderson ve Bushman bilgisayar oyunları ve çizgi dizilerin çocuk ve ergenlerde saldırganlığa neden olduğunu ileri sürmektedir. Ayrıca bu durumun oluşmasında oynanan oyun ve izlenen programların türüne, oynama ve izleme sıklığına göre değişiklik göstereceğini vurgulamıştır.
İnternet üzerinden kurulan iletişimin ergenler için çok önemli olduğunu, gerçek arkadaşlık ve çevreden kopartarak sosyal izolasyona sebep olabileceğini de vurgulamıştır.

Ergenlerin kendi verdikleri açıklamalara göre, internet kullanımları incelenirken %74’ünün yabancı birisi ile iletişim kurduğunu, %44’ünün ise silah ve patlayıcı sitelerini ziyaret ettiğini, %25’inin kimlik bilgisini paylaştığını, %21’inin ahlak dışı siteleri ziyaret ettiğini, %7.5’inin ise nefret içerikli sitelerde gezindiği bulunmuştur. Ergenlerin % 86’sının sanal sohbet yaptığı ve sanal sohbet sırasında % 67’sinin kendilerin yaş, isim, fiziksel özellik ve meslek konusunda farklı tanıttıkları tespit edilmiştir (Comert ve Kayıran,2010).

Medya ve internetin ergen ve çocuklar üzerinde olumlu etkileri olduğunu savunan bakış açısına göre ise, çocukların gelişim düzeylerine uygun program ve uygulamaların doğru biçimde kullanılmasıyla yaratıcılığın geliştirilebileceği vurgulanmaktadır. Bu durumda ergenlerin ve gelişim dönemindeki çocukların yaratıcılığını ve katılımcılığını arttıran uygulamalar medya ve internet ile daha da kolaylaştığı; farklı gelişim gereksinimlerine hitap bir öğrenme ve deneyimleme ortamının medya ve internet ile daha mümkün olduğu; gerçeğe daha yakın oyunlar ve sosyalleşme fırsatları ile gelişim düzeylerine uygun deneyimlerinin yaşatılmasının söz konusu olduğu belirtilmektedir (Haugland ve Wright, 1997).

Medya ve internetin iletişim ve temel bilgiye erişim kolaylığının yanı sıra kültürel birikime katkı sağlama, kültürel birliktelik ve farkındalığı pekiştirme ve iletişimi güçlendirme gibi başlıklar altında toplanabilir. Ergenler maalesef toplumumuzda sosyal sivrilmenin ve yozlaşmanın kaynağı olarak görülmekte, bireysel görüşlerini paylaşma ve toplumsal görüşe katkıda bulunma fırsatı verilmemektedir. Bu nedenle, internetin ergenlik dönemindeki gençler için kritik bir toplumsal işlevi vardır ve onlara seslerini duyurma fırsatı veren eşsiz bir araca dönüşebilmektedir.
Ergenler interneti ders çalışma, müzik dinlemek, oyun oynamak ve bilimsel araştırma yapmak gibi amaçlarla kullanmaktadır. Madell ve Muncer 2004 yılında 11-16 yaş arası 1.340 ortaokul öğrencisi ile yaptıkları çalışmada, öğrencilerin % 67’si müzik dinlemek, % 56’sı internette gezinti yapmak ve % 55’i elektronik postalarını kontrol etmek için internete girdiklerini, % 28 gibi küçük bir bölümünün bilgi edinmek amacı ile interneti kullandığını belirlemiştir. Çalışmada erkeklerin interneti daha sık kullandıkları saptanmıştır.

Günümüzde tamamen medya ve internetten uzak bir ergenlik dönemi düşünülemeyeceği gibi, medya ve internet yönünden aşırı zengin ergenlik dönemininde gelişimsel sakıncaları olabilir. Bilgisayar ve İnternet kullanımında tamamen kısıtlamaya gidilmemesi önerilmekte; çocuklarda ve ergenlerde internete yönelik bir bakış açısı kazandırma ve onlarda aşinalık yaratma amacıyla kontrollü ve verimli bazı yaşantılara gereksinim duyulduğu vurgulanmaktadır (Ceyhan ve Ceyhan, 2011).

Son zamanlarda yapılan uluslararası araştırmalarda, internetin ergenlik döneminde kesinlikle kullanılmaması gereken bir teknoloji olarak algılamaktan çok, yararlı bir teknoloji olarak kabul etmeye doğru bir yönelimin gerçekleşmesi gözlemlenebilir. Başka bir deyişle, internetin ergen gençlerin toplum ile bağ kurmasında önemli bir teknoloji haline geldiğini görebiliriz. Medya ve ergenler üzerinde 1990’larda gerçekleştirilen araştırmalarda ergenler için medya ve internet tamamen tehtid olarak algılanırken artık sosyallik, katılım ve bireysel görüş için önemli bir teknolojik araç olduğunu vurgulayan araştırmalar da artış gözlemlenmiştir (Valkenburg ve Peter, 2009). Sosyal medya ve internetin bilişsel ve sosyal katkıları ile ilgili bilimsel çalışmalar günden güne artmaktadır. Bu bağlamda yukarıda sıralanan fırsat ve riskler de dikkate alınarak internetin kullanım biçim ve bağlamına göre çocuk ve ergen gelişimine faydaları ya da zararları olabilir.

Bu çalışmada yer alan risk faktörleriyle mücadelede yetişkinler ve ebeveynlere büyük görevler düşmektedir. Ergenlerin internet ve medya kullanımlarını yer, zaman, nitelik ve süresini sınırlandırmak ve belirli kurallara bağlamak önemlidir. Belirli yaş ve olgunluğa gelene kadar medya ve internet kullanımını denetlemek, mümkün olduğunca bu etkinlikleri çocukla birlikte gerçekleştirmek, belli içerik ve web sitelerine erişimi sınırlandırmak için güvenlik önlemleri almak ebeveynler için önemli bir görevdir. Bunlar yapılırken ebeveyn, eğitimci ve çocuk işbirliği içerisinde gerçekleştirilmesi daha yapıcı ve verimli sonuçlar elde etmeyi sağlayacaktır.

Yetişkinlerin koyduğu kurallara ergenler tarafından olumlu biçimde algılanmasını sağlamak için her iki tarafında medya ve internet kullanımı konusunda yapıcı ve hemfikir olması zor ama yararlı bir süreçtir, bu nedenle sağlıklı bir iletişim kurulması önemlidir. Bu bağlamda ergenlere rehberlik edebilmek için medya, bilgisayar ve internet kullanımının gelişimsel süreçlerinden haberdar olmak, kendini geliştirmek ve alan uzmanlarından yardım almak gerekmektedir.

Ebeveynler tarafından aşırı koruyucu yaklaşım ve sürekli denetim paranoyası ergenlerin uygun başa çıkma stratejilerini geliştiremeyecek kadar sınırlandırılması biçiminde kendini gösterebilir. Ayrıca kontrol mekanizmaları oluşabilecek risk faktörlerini belli bir ölçüde azaltabilir. Bu riskler ergenler üzerindeki olumsuz sonuçları yapıcı bir yaklaşımla eğitime yedirildiğinde uygunsuz davranışa yönelik bilinçlendirmenin gerçekleştirileceği öne sürülebilir (Akbulut & Çuhadar, 2011). Bunların yanı sıra empati eğitimi, etik ikilemler ve karşılıklı diyalog ile uygun olan davranışlara yönelik bilincin arttırılması, yetişkin odaklı mekanizmalar yerine ergenlerin de bakış açısına değer verilen eylem planlarının hayata geçirilmesi gereken kapsamlı ve çok boyutlu bir yol haritası bulunmaktadır (Akbulut,2011). Doğru yaşta, uygun teknolojilerin etkili bir biçimde kullanılabilmesi için hangi yaş grubunun ne tür teknoloji kaynaklı etkilere maruz kaldığı konusunda bilinçlenmeye gereksinim vardır.

Ergenlik çok farklı biçimlerde tanımlanmış olsa da genel hatlarıyla çocukluk döneminden çıkılan fakat yetişkinliğe de tam varılmamış olan dönemdir. Bu dönem, ruhsal dönem açısından zorlu, çoğu zaman sorunlu ama olumlu potansiyelleri de olan durumlardır. Ergenlik, kişinin kendi kimliğini ve kişiliğini aradığı dönem olarak medya ve internet kullanımı, sanal dünyayla olma konusunda bir paralellik taşımaktadır. Bu ortak özelliğin incelenmesi ergenle medya ilişkilerini anlamamız konusunda iyi bir başlangıç noktası olabilir (Akbulut, 2011).

KAYNAKÇA
1. COMERT TARI I, KAYIRAN SM, Çocuk ve Ergenlerde İnternet Kullanımı, Çocuk Dergisi 10(4):166-170, 2010 doi:10.5222/j.child.2010.166
2. Demir T, Adolescent and media, Derleme Review, DOI: 10.4274/tpa.46.26
3. Akbulut Y, Developmental Implications of Computer and Internet Use among Children and Adolescents, Trakya University Journal of Education 2013, Volume 3, Issue 2, 53-68
4. Kırık A.M, The Effects Of Television On Developmental Age Children and Parents Control Problem, 21. Yüzyılda Eğitim ve Toplum Dergisi, Cilt 2 Sayı 4 Bahar 2013
5. Akça R.P, Şenol V, Müzik, Reklam ve Kitle İletişimin Ergen Üzerindeki Etkisi, Uluslararası Hakemli Sosyal Bilimler E-Dergisi, ISSN:1694-528X, http://www.akademikbakis.org
6. Tüzün U, Gelişen İletişim Araçlarının Çocuk ve Gençlerin Etkileşimi Üzerine Etkisi, Düşünen Adam Dergisi; 2002, 15( I ):46-50

Yorum Ekle

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir